Stres altında, strese rağmen yüksek performans gösterebilmeyi rezilyant kişilik özelliği olarak tanımlamış.
Peki ama nasıl? Hangi özelliklere sahip olarak?
Evde geçirilen bu zor günlerde Sınıf Öğretmeni Kardelen ÖZDEMİR'den birbirinden faydalı tavsiyelerle dolu sürükleyici bir yazı daha.
egitimgen.com keyifli okumalar diler.
Hayatımızı COVID-19 salgınından önce ve COVİD-19 salgınından sonra diye ikiye ayırdığımızı düşünerek başlayalım.
Halihazırda olağanüstü bir durumdayız. Çocuklarımız ile zor şartlardan geçiyoruz ve zaman geçtikçe toparlanacağız.
Toparlanmak demişken çok doğru bir zamanda sizlere güzel bir sözcükten bahsetmek istiyorum.
'REZÄ°LYANS'
Rezilyans; fen bilimlerinde malzemelerin elastik bölgede enerjiyi absorbe edebilme yeteneÄŸi olarak karşımıza çıkıyor.               Â
Psikolojide ise 'Rezilyans'; olumsuzluklara karşı hazırlıklı olma, stres ve travmayla başa çıkabilme, zor koşullara uyum sağlama, yıkıcı deneyimlerden bir şeyler öğrenerek başa çıkma ve gelişme kapasitesi olarak tanımlanmış.
Özetle 'hem ruhsal hem de fiziksel esneklik ve dayanıklılıktır' diyebiliriz.
Bu kavram yıllardır örgütsel alanlara, iş toplantılarına ve business dergilerine çoktan konu oldu. En çok eğitim alanında konuşulması gerekirken maalesef daha gerekli kıymeti göremediğini düşünüyorum.
Tanımı incelediğimizde 'zor koşullar' sözcüğü dikkat çekici. Herkesin zor koşulu elbette farklıdır. Bu sene ebeveynler ve çocuklar için ortak zor koşul Covid-19 diyebiliriz.
'Çocuğum istediğini yapmadığımda ağlar durur.' cümlesi de zor koşulu işaret eder.
'Öğrencimin duygusal ve sosyal desteğe ihtiyacı var.' cümlesi de zor koşulu işaret eder.
Yapılan araştırmalarda; zor koşullara karşın bazı insanlar hayatta mücadele edebilen ruh sağlamlığını koruyabilmiş yetişkinlere dönüşüyormuş.
Amerikan Psikoloji Derneği (APA) ise bu durum için bir tespit yapmış ve bu insanların bazı özelliklere sahip olduğunu söylemiş:
Stres altında, strese rağmen yüksek performans gösterebilmeyi rezilyant kişilik özelliği olarak tanımlamış.
Peki ama nasıl? Hangi özelliklere sahip olarak?
 (Bir sınıf öğretmeni olarak 6-10 yaş arasında rezilyant kişilik özelliklerini sıralarken, öğrencilerimin verdiği karşılıkları da örneklerle paylaşmak isterim.)
- Kalıtımsal etkenler
- Koşulsuz sevgi ile büyümek
 ('Annem, babam beni ne olursa olsun hep sever.')
- Kendini sevmek
('Ben annemi babamı da seviyorum ama en çok kendimi seviyorum.')
- Kendine güven duymak
('Resmi daha ayrıntılı yapabilirim.')
- Ortak deÄŸerlere sahip olmak
('Burası bizim sınıfımız ve ben bizi seviyorum.')
- Sorumluluk almak
('Ben işlerimi kendim yapıyorum.')
- Olumlu duygular içinde olmak
('Sonraki teneffüs arkadaşlarımın oyununa öneride bulunacağım.')
- Çabalamak
('Çabalarsam başarırım.')
- Sabırlı olmak
 ('Yatacağız kalkacağız doğum günüm olacak.')
- Yaratıcı olmak
('Hikayeme yeni bir ÅŸeyler ekleyebilirim.')
- Cesaretli olmak
('Parka kendim gidiyorum.')
- EleÅŸtiriyi kabul edebilmek
('Geri bildiriminiz için teşekkür ederim, dikkat edeceğim öğretmenim.')
- Farklı görüşlere açık olmak
('Bu sefer senin söylediğin gibi olsun.')
- Sonuçları kestirebilmek
('Oraya çıkarsak düşebiliriz.')
- Etkin sorun çözme özelliklerine sahip olmak
 ('Başka bir yol daha düşünelim.')
Liste kabarık…
Ama tüm bunlar kimseye ihtiyaç duymadan kendimizden aldığımız güç ile düştüysek kalkmamıza da yardımcı oluyor. Bu özellikler doğuştan gelebildiği gibi bizim geliştirebileceğimiz de özelliklerdir.
Rezilyant olmak; elbette yaşamın dengesini unutmadan bizi değiştirip, güzelleştireceği gibi aslında tüm insanları güzelleştirebilir.
'Büyük, küçük bakmadan söylenmekten kurtulup kendimize bakmayı öğretebilir.' diyor Dr. Alper Hasanoğlu.
Çocuklarımız her şey gibi bunları da ilk bizden öğreniyorlar ve öğrenmeye devam edecekler.
Düşünelim…. Biz yetişkinlerin yaşadığı olumsuz anlarda bizim verdiğimiz tepkilerle en çok çocuklarımız ilgilenir.
Çünkü nasıl tepki verdiğimizi merak ederler.
Biz ne yapıyorsak fark ederler, kaydederler ve tabi bunu uygulamayı severler.
Çocuklarımıza sadece en iyisini vererek, en güzelini alarak ve en çok onlar için çalışarak maalesef destek olamayız.
'Anlatırsan unuturum… Öğretirsen hatırlarım… Beni dahil edersen öğrenirim.' diyor Benjamin Franklin.
Bu yüzden annelerin, babaların, öğretmenlerin, dünyasını güzelleştirmek isteyen herkesin bir çocukla kendini bir şeylere dahil etmesi iyi olmaz mı?
Sorular üzerinde düşünmek ve bunu yaparken sıkılmak öğrencilerimle en çok yapmayı sevdiğimiz aktivite…
Yazımın sonuna gelirken;
Her zaman onların yanında olamayacağımız gerçeği ile sizlere bir soru daha sormak istiyorum.
Çocuklarımıza biz olmadan da düştüklerinde kendi çabalarıyla kalkabilsinler diye;
Hayatlarının kullanma kılavuzuna yeni satırlar ekleyebilecek miyiz?
KAYNAKÇA
*Harvard Business Review,
https://hbr.org/2002/05/how-resilience works?referral=03758&cm_vc=rr_item_page.top_right
*Dr.Şirin Seçkin, Dr. Alper Hasanoğlu. Çocukta Rezilyans (Esneklik ve Toparlanabilme Becerisi), Remzi Kitabevi Kasım 2016